30 Ekim 2010 Cumartesi

Güçlü Kadınlar

Sayılar gitgide artan bir grup onlar aslında. Etrafınıza şöyle bir bakın. Bazı kadınların diğerlerinden farklı olduğunu göreceksiniz. Güçlü kadınlardır onlar, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler,bununla da gurur duyarlar. Evdeki tüm tamirat, tadilat işlerinden anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler, dik durmayı da, güçlüdürler çünkü...

Âşık olduklarında hissederek yaşarlar. Kural koymazlar aşklarına,beklentileri de büyük değildir buna karşın.  Problem çıkarmazlar sevdiklerine. Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.

Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan, yansıtmazlar çünkü. Para var mı, işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte olduklarını. Çünkü istemezler kimse onlara acısın. Daha fazla dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın, tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar! Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber. Sonra kulağına fısıltılar gelir o sevdiği erkek ona muhtaç olan bir kadınla diye. Erkekler çok severler böyle kadınları. Ona muhtaç olduğunu görmek tatmin olmasını sağlar bir çok konuda çünkü. Onlara kendini erkek gibi hissettirir bu zayıf kadınlar!

Mesela fatura filan yatıramazlar, anlamazlar çünkü. Nereden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde, bugün nereye yemeğe gidelim, diye sorarlar. En kötü ihtimal dışarıdan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbir şeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler, kıskançlık krizlerini de severler kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz, kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur. Koruyup kollanmalıdır her an onu!.

Zayıf kadınlar hiç çökmez, buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar.

AYLİN KOTİL SARIGÜL'e katıkılarından dolayı teşekkürler.

26 Ekim 2010 Salı

Aşk-ın Ömrü

AŞK: Aşık Şaşkoloz Kız
Aşkın benim literatürümdeki anlamı işte bu. Aşık bir ben böyle oluyorum çünkü. Öyle bişey ki allak bullak ediyor adamı. Tanıştığın an damarlarından sıcacık bir şey bütün vücuduna hızla akıyor durmaksızın. İçin yanıyor, kalbin atıyor, noluyoruzz be diyorsun kendi kendine:)

Hani derler ya aşkın ömrü 3 yıldır diye. Külliyen yalan! 6 yıldan sonra bile hala tutkuyla öpebiliyorsan birini, delicesine kıskanabiliyorsan hala ya da birkaç gün bile görmeyince özleyebiliyorsan, güzel birşeyler gördüğünde ona almak istiyorsan, hata yaptığında hiç kimseye kızmadığın kadar ona kızıyorsan ya da normalden daha çok canın acıyorsa o birşey yaptığında... hala aşıksın demektir ilk günkü gibi.

Son bir şey daha; bence de aşk şarap gibidir, bağlandıkça sarhoş eder seni. İçtikçe yudum yudum baş döndürür.



Yıllandıkça değerleniyorsa
 şarap gibi...
bazen o buruk tadı
hissediyorsan dudaklarında
yavaş yavaş kanına karışır
mutlu eder insanı
o şarap tadında aşk
içtikçe içesi gelir ya hani insanın
öylesine değerlenir yaşadıkça o yılların...