18 Ocak 2012 Çarşamba

Iş Arama Süreci Bunalımı


Yıllardır bitse de kurtulsak dediğiniz okulları bitirdiniz. Diplomanızı aldınız. Artık yepyeni bir süreç başlangıcına girdiniz demektir: “İş Arama Süreci”. Şayet eğer bu iş arama dönemindeki makul süreyi aştığınızda; hassaslaşırsınız, normalde rahatsız etmeyen şeyler yavaş yavaş size batmaya başlar, beklemekle geçirilen günler, saatler birbirine benzer, gitgide kendinizi değersiz hissedersiniz, yaşadığınız yer size dar gelir, aynı evi paylaştığınız sevdiklerinizi farkında olmadan üzmeye başlarsınız. Depresyona girmeniz an meselesidir.
Yaptığınız onlarca başvurunuzun karşılıksız kalması veya sonuç vermeyen mülakatlar, özgüveninizin azalmasına neden olur. Özgüven eksikliği de bundan sonraki mülakatlarınıza otomatikman yansıyacaktır ve büyük ihtimalle de karşı taraf da bunu hissedecektir. Sonuç: KAOS!

Bu dönemde kendimize yapacağımız en güzel şey:"2-3 hafta içinde iş bulmam lazım" gibi bir düşünceye sokmamak. Bu düşünce insanı daha fazla germekten başka bir şeye yaramaz çünkü! Bunun dışında özgüven eksikliğini eski haline getirmek için de bu zamana kadar yaptığın başarıları bir kağıda yazmak unuttuğun gerçek SENİ görmende çok etkili olacaktır.

Ayrıca, zaman yokken yapmak istediklerimizi niye bu dönemde yapmayasınız? İhmal edilen arkadaşlara daha çok zaman ayırmak, diyet yapmak, bol bol spor yapmak, okumak isteyip zaman bulamadığın kitapları okumak... gibi. 
Çoğu insan hedeflerine yürümek için yaptıkları hamlelerde başarısız olunca amaçlarından vazgeçme eğilimindedir. Oysa ki, başarısızlık bir “son” değil belki de başarının başlangıcıdır! Bunu asla unutmamak lazım. Dünyaya yeni gelmiş bir bebeği düşünün mesela. Ayaklarının üstünde durmak için kimbilir kaç kez düşer-kalkar, düşer-kalkar, düşer-kalkar... Bu böylece devam eder ta ki düşmeden yürümeyi başarana dek. Eğer o bebek ilk adımı atıp düştüğünde vazgeçseydi acaba ne olurdu? Herhalde yürümeyi öğrenemezdik!... Vince Lombardini’nin dediği gibi; “Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.”

Edison, yaptığı yüzlerce hatta binlerce deneyden sonra bir kez daha başarısız olunca “Ampulün bulunamadığı bir yol daha keşfettim” demiş.. Eğer bu “son” olsun deseydi, şüphesiz ampulü bulan kişi o olmayacaktı. Kim bilir belki de başarısızlıklar, başarının bedelidirler!... ya da başarısızlık başarının ilk adımıdır! 

9 Ocak 2012 Pazartesi

İzmir Gerçeği



Niyedir bu içimizdeki İzmir aşkı? Neden ondan kopmak bu kadar zor? Nedir bu şehrin büyüsü?
Ben kendimi bildim bileli hep burada yaşadım, burada büyüdüm. Kaldırım taşlı sokaklarında paten kaydım, ip atladım, taşlarından yedi kule oynadım. İlk burada yüzmeyi öğrendim ilk boğulma tehlikemi gene burada geçirdim. İzmir benim hayatım! Çocukluğum bütün sevdiklerim birlikte burada yaşandı. Yanımdaydı arkadaşlarım ama yaş büyüdükçe patır patır döküldük. Geminin tayfalarını İstanbul’a uğurladık birer ikişer. Ben hep arkalarından bakan onları uğurlayan oldum. Oysaki küçük yaştan beri en çok İstanbul’da çalışmak ve yaşamak isteyen bendim. Ne oldu da bir ben kaldım burada bütün hayallerime rağmen…
Demek ki hayallerin üzerine yeniden hayaller kuruluna bilinirmiş. BEN olarak yaşayacağın hayata BİZ olarak devam etmek istiyorsan eğer bazı fedakârlıkları yapmak zorundaymışsın. Ve şunu da anladım ki insan aşık olunca hiçbir kararından da pişman olmuyor vesselam.   

6 Ocak 2012 Cuma

Bir Doğum Günü Gerçeği



Uzun yıllar devam eden bir birliktelik sonucunda insan sevgilisine hala özel bir şeyler hazırlamak için kaşınırsa bayağı bir kafa patlatması lazımmış bunu bu sefer çok iyi anladım. 20 Aralık gitgide benim için (kendi içimde) bir kaosa gidiyor hadi bakalım hayırlısı.

Bu doğum günü bana kattığı en güzel şey ise, bu pastalar... Kesinlikle kursuna gideceğim ve hayal gücümü sofralara sunacağım. Bekleyin beniii:)))


Handoş'un Kaleminden


"Anılarımızı konuştuk bu gece gülümseyerek,hepsini tek tek özümseyerek..aşklarımızı konuştuk, kaybedişlerimizi, kavgalarımızı,hatalarımızı konuştuk.nasıl da değiştiğimizi anlattık büyüyerek,soluksuz anlatırken küçülerek..dostluğumuzu konuştuk bu gece hala bir arada oluşumuzu HİÇ vazgeç...mediğimizi ve HİÇ vazgeçmeyeceğimizi..hayaller kurduk, hep o bir anda geliveren, 17 yaş kokan coşkuyla..
İstanbulun küçük bi semtinin, küçücük bi evinden KOCAMAN, güleç hayaller kurduk..sizi çok seviyorum..!"




02.08.08 03:42

Sana...

Herkes 'ilk' olmak ister,

İlk aşk,
İlk öpücük..
Oysa ilk geçicidir.
Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizin (?)

Ama kimsenin istemediği “son” farklıdır.
Çünkü ondan ötesi yoktur.

“Heyecandan avuçlarınızın terleyerek tuttuğu “ilk” elle değil,
Güvenerek sımsıkı tuttuğunuz “son” elle girersiniz mezara.

Senle ben ise hem ilk’iz hem son’uz.
Biz ilki son yapanlardanız!

17.12.2011

Annem Derdi ki...

Annem derdi ki: “Öfkende fakir ol, sevginde zengin.”
İçten içe önemsemezdim bakışlarımla
Kırdığım kalpleri telafi edemediğimde anladım ki !
Annem haklıymış.

Annem derdi ki: “Tek kişilik yaşama.”
Diğer türlüsü bencillik olur
Sevilmezmişim sonra
İçten içe güler geçerdim bu kelâma
Yalnızlık ağır gelmeye başlayınca anladım ki !
Annem haklıymış.


Annem derdi ki: “Bir dilek tut, gerçek olana kadar çabala.”
İçten içe söylemesi kolay, yapması zor derdim ona
Hayatımı sorgulamaya başlayıp
Sürekli yapamadıklarım aklıma geldiğinde anladım ki !
Annem haklıymış.



Seni çok seviyorum!!!:)

Nerden biliyorsun hayatın altının üstünden daha güzel olmadığını?

Hani bazen hayatı durdurmak istersin, engel olamazsın bütün çabalarına rağmen…
Hani çok düşünmeden verdiğiniz bir karar kimi zaman hayatınızı rezil de eder vezirde… Sayın Şafak “Nerden biliyorsun hayatın altının üstünden daha güzel olmadığını?” desede kendini alamazsın karamsarlıklardan…
Kendini çok güçlü sanan kadınları bile yenilgiye sokar bu karamsarlıklar. Kendilerini kurtaracak bir ışık beklerler dört gözle çaktırmadan. Çaktırmadan çünkü yenilgiyi kabullenmek yoktur onların lügatında.
İşte tabiri caizse Dost diye tanımlanan “beklenen ışık” bu tarz durumlarda depo fullemeye gerekir. Onunla geçirdiğiniz bir kaç saat bile son vitese takıp kaldığınız yerden basıp gitmenize yeterli olur.
Sonucunda başarılı olurnurmu onu bilemem…Kime göre ne ye göre başarı?…Ama hele ki o beklenen ışığınız sevdiğiniz adam ise yemeğin tadından tuzundan.
Söylemenize gerek yok, biliyorum ben çok şanslı bir kadınım!
22.09.2011
Sabah karşı: 04.55