24 Haziran 2012 Pazar


BU BİR ÇEŞME HİKAYESİ’dir!
Herkesin internette paylaştığı şuradayız buradayız çeşmede kopuyoruz fotoğraflarına ithafen geçtiğimiz hafta çeşmede geçirdiğim saatleri anlatmak istiyorum. Sabah evimize yakın en bilinen kahvaltı yerlerinden biri olan Sedir’e gittik. 30 dakika ayakta bekletildikten sonra masaya alındık. yaklaşık bir 30dk daha orada bekletildikten sonra güzel bir kahvaltı ettik ayrıca fiyatıda gayet uygundu. Tek sıkıntı 10masaya tek garson düşmesiydi. 

Ardından Çeşme’nin en ünlü beachlerinden biri olan Kafe Pi’ye girmek için 10kişi 300tl ödedik, artı ödediğimiz otopark paralarını söylemiyorum bile. İçeri girdiğimizde boş ne şemsiye ne minder ne de şezlong bulabildik. İşletmecisine durumu bildirdiğimizde ise çözüm bulacağına paranızı iade edelim isterseniz dedi. Çözüm bulma konusunda üstüne tanımıyorum arkadaşın! İşin komik yanı bizden sonra gelen hiç kimse sesini çıkarmadı o güneşin altında terleye terleye biryerlerine otlar taşlar bata bata oturdular. Fotoğraflar çekildiler çok eğleniyoruz edasında. Bizim hakkımızı savunmamızın gazıyla etraftaki 3-5 masadanda destek alınca geçte olsa bizim sıkıntıları çözüverdiler. Demek ki isteseler sorun çok rahat çözülebilinirmiş.
Ps:Denizine gelince meşhur Aya yorgi koyunun denizini yıllardır herkes över ancak kafe pi’den denize girmek tam anlamıyla işkence! Deniz sandaleti olmadan girmeye çalışan herkesin ayağına taşlar batıyor, yosunlar sarılıyor.Yani aslında pi bizi bayağı ti'ye alıyor.
Akşamına ağzı yanan insan grubu olarak başka bir mekana gitme kararı aldık ve meşhur Marrakesh’i seçtik. Otoparkında yer olmasına rağmen bizleri rezerve her yer deyip dağ tepe aşıp taa 5km ilerisindeki özel otoparka yönlendirmeleri ve burada araç başı 30tl almalarınımı anlatayım size, giriş parası 30’ar tl daha ödeyerek içeri girip oturacak hiçbir yer olmadan bistrolarda sap gidi sağa sola savrularak seni parmak ucuna kadar kesen onlarca çift gözden mi  bahsedeyimJ  Öyle bir müzik ki çalan ne oynayıp stres atabiliyorsun ne de yanındakiyle sohbet edip zaman geçirebiliyorsun. Yapabileceğin tek şey içmek ve onu bunu kesmek. Kim ne giymiş, kim kiminle gelmiş, aa Necati Ateş arka masamdaymış vs vs…
 Çeşme’ye dair aklımda kalan en güzel şey Buika’nın muhteşem sesiydi. Galiba bundan sonra Çeşme benim için ıssız koylarından ve güzel konserlerinden ibaret kalacak.
Kısacası ya ben yaşlandım ya da insanların bu yeni eğlence anlayışı bana hiç uymadı. Nerde benim o çocukluğumun Çeşme’si pehh? !