BU BİR ÇEŞME HİKAYESİ’dir!
Herkesin internette
paylaştığı şuradayız buradayız çeşmede kopuyoruz fotoğraflarına ithafen
geçtiğimiz hafta çeşmede geçirdiğim saatleri anlatmak istiyorum. Sabah evimize
yakın en bilinen kahvaltı yerlerinden biri olan Sedir’e gittik. 30 dakika
ayakta bekletildikten sonra masaya alındık. yaklaşık bir 30dk daha orada
bekletildikten sonra güzel bir kahvaltı ettik ayrıca fiyatıda gayet uygundu. Tek
sıkıntı 10masaya tek garson düşmesiydi.
Ardından Çeşme’nin en
ünlü beachlerinden biri olan Kafe Pi’ye girmek için 10kişi 300tl ödedik, artı
ödediğimiz otopark paralarını söylemiyorum bile. İçeri girdiğimizde boş ne
şemsiye ne minder ne de şezlong bulabildik. İşletmecisine durumu
bildirdiğimizde ise çözüm bulacağına paranızı iade edelim isterseniz dedi.
Çözüm bulma konusunda üstüne tanımıyorum arkadaşın! İşin komik yanı bizden
sonra gelen hiç kimse sesini çıkarmadı o güneşin altında terleye terleye
biryerlerine otlar taşlar bata bata oturdular. Fotoğraflar çekildiler çok
eğleniyoruz edasında. Bizim hakkımızı savunmamızın gazıyla etraftaki 3-5
masadanda destek alınca geçte olsa bizim sıkıntıları çözüverdiler. Demek ki
isteseler sorun çok rahat çözülebilinirmiş.
Ps:Denizine gelince
meşhur Aya yorgi koyunun denizini yıllardır herkes över ancak kafe pi’den
denize girmek tam anlamıyla işkence! Deniz sandaleti olmadan girmeye çalışan
herkesin ayağına taşlar batıyor, yosunlar sarılıyor.Yani aslında pi bizi bayağı ti'ye alıyor.
Akşamına ağzı yanan insan
grubu olarak başka bir mekana gitme kararı aldık ve meşhur Marrakesh’i seçtik.
Otoparkında yer olmasına rağmen bizleri rezerve her yer deyip dağ tepe aşıp taa
5km ilerisindeki özel otoparka yönlendirmeleri ve burada araç başı 30tl
almalarınımı anlatayım size, giriş parası 30’ar tl daha ödeyerek içeri girip
oturacak hiçbir yer olmadan bistrolarda sap gidi sağa sola savrularak seni parmak
ucuna kadar kesen onlarca çift gözden mi bahsedeyimJ Öyle bir
müzik ki çalan ne oynayıp stres atabiliyorsun ne de yanındakiyle sohbet edip
zaman geçirebiliyorsun. Yapabileceğin tek şey içmek ve onu bunu kesmek. Kim ne
giymiş, kim kiminle gelmiş, aa Necati Ateş arka masamdaymış vs vs…
Çeşme’ye dair aklımda kalan en güzel şey Buika’nın
muhteşem sesiydi. Galiba bundan sonra Çeşme benim için ıssız koylarından ve
güzel konserlerinden ibaret kalacak.
Kısacası ya ben yaşlandım
ya da insanların bu yeni eğlence anlayışı bana hiç uymadı. Nerde benim o çocukluğumun
Çeşme’si pehh? !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder